Cumhuriyet Tarihi
Cumhuriyet ile ilgili birçok romantik şiir ve şarkı kutsanmış metinler doluyken bu yönetim şeklinin nerden çıktığını ve destanlardaki farkını görmek için edebiyata değil tarihe başvurmak gerekir.
Şiirlerde ki cumhuriyet ile çok farklı bir yönetim şekli ile yüzleşmek bir putu da kırmak gibi bir eylemdir.
Eski Yunanistan’da Şehir devletlerin yönetiminde oligarşik bir yönetim biçimi olarak doğmuştu. Peki bu Cumhuriyette oy kullanma hakkı kimlere aitti?Sadece özgür erkekler.Kölelerin hiçbir oy kullanma hakkı yoktu. Kendi milletinin bir parçası da olsa söz sahibi olma hakkı yoktu Yunan bir kölenin. Aynı dönemde Altaylarda yaşayan Türklerdeyse özgürlük yaşamaktan daha yüce bir duyguydu. Türkler ancak başka bir devlet tarafından işgal altına alınıyorsa kolelestiriliyor ve savaşçı olarak satılıyorlardı . Yıllar geçti Antik Yunanlılar şehir devletleri ve krallıkları kurdular ve krallar kendi çıkarlarını tüm toplumun çıkarından üstün gördükleri için dışardan gelen Roma Cumhuriyeti tarafından işgal edildiler. Krallıklara karşı cumhuriyetin ortak aklı galip gelmiş bir şehir devleti tüm Akdeniz coğrafyasını işgal etmişti. Ta ki daha özgür bir halk olan Cermenler Roma Cumhuriyeti’nin başına bela olana kadar. Başına buyruk her ailenin neredeyse kendi başına hareket ettiği bir grup “terörist” “barbar” koskocaman Roma Cumhuriyeti’nin başına bela olmuştu. Peki Neden? Çünkü Krallıklara göre özgür ve eşitlikçi olan kölesi bol Cumhuriyet, hiç kölesi olmayan özgür bir toplumun ortak aklına yeniliyordu. Ta ki Sezar dahisi ortaya çıkana kadar. Sezar Roma Cumhuriyeti’nin bir komutanı olarak iç karışıklıklar olarak gördükleri özgürlük isyanlarını bastırmak için ve daha geniş topraklar almak için Cumhuriyet Senatosu tarafından Diktatör ilan edildi. Yani savaş zamanında emirleri sorgulanmayacak hızlı karar alınmasını sağlayacak geçici lider . Ancak Sezar Diktatörlüğünü kötüye kullandı ve Roma Cumhuriyeti’ni yıkan adam oldu. Ne kadar ilginç bir olay diktatör onlarda cumhuriyeti yıkıyor ve bin yıl sürecek bir imparatorluk kuruluyorken.. Roma imparatorluğunu yıkan ve devamı olduğunu iddia eden Osmanlı İmparatorluğu’nu yine benzer bir biçimde Büyük Millet Meclisinin verdiği yetki Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyet’e geri çevirecekti. Cumhuriyetler tarihi ile ilgili kısa da olsa şunu göstermek istedim. Bir yönetim biçimde halkın katkısı maddi gücü ne olursa olsun ne kadar çok olursa o kadar güçlü bir ülke kurulur. Özgürlük yükseltikce devletler ve toplumlar ilerler. Türkiye Cumhuriyeti bugün eşitlik ve özgürlük yolunda hangi aşamadadır. Sömürgesi olmayan altın madenleri petrol rezervleri olmayan bir ülkenin en büyük kaynağı olan insan bugün Cumhuriyet’e ne kadar katkı sağlıyor. Cumhuriyeti kurmak ile övünen partiler kendi içerisinde bile demokratik özgürlükçü bir yönetime sahip değilken ve üyelerine bile güvenmeyen dernekler partiler ile dolu bir ülkede cumhuriyetin ne kadar faydası olabilir ki . İşte bu sebeple bu kısır kavgalar ve handal örgütlenmeler yüzünden cumhuriyetler tarihte olduğu gibi Sezar, Napolyon, Stalin ve Hitler gibi diktatörleri yaratmaya devam edecektir.
Bir cumhuriyet ile ileri bir toplum olabilmenin tek yolu ekonomik olarak eşit ve aynı derecede söz sahibi olan farklı bireyler yetiştirmek ile olur
Bugün seksen milyonun , kırk milyonu tek bir kişi ile aynı ise, on beş milyonu tek bir kişi ile aynı ise, on milyonu tek bir kişi ile aynı ise, mecliste 550 milletvekili değil sadece 3 milletvekili vardır! Ve cumhuriyet değil DİKTATÖRLÜKTÜR.
Herkesin fikrini özgürce ve farklı olarak paylaşabileceği Seksen milyonluk büyük bir cumhuriyet olma temennisiyle!
Fikri hür vicdanı hür nesiller olmak umuduyla!