İNEGÖL, ÇEVRE, KATMA DEĞER
Değerli İnegöllüler ;
Çocukluğumuzda hepimiz hatırlarız; mahallemizde yeni bir bina yapılacağı zaman temel kazısı esnasında kepçenin toprağın içine gömülüşünü izlemek, çıkardığı gürültülü ses ile birlikte gözümüze dağ gibi gelen toprak yığınını bir kenara bıraktığını görmek oldukça keyifli gelirdi. Temelden alınan toprağın boşluğunun su ile dolması da mahalledeki tüm çocuklar için oldukça sıradan bir hadise idi. Sonrasında ise temelde oluşan sulu çamur havuzunu boşaltmak için haftalarca, aylarca çalışan pancar motorlarının pat pat sesleri kulağımıza sıradan gelirdi. İne-göl adına uyan bir saha tablosu ile karşılaşırdık eski İnegölde… 1977 yılında İnegöl Organize Sanayi Bölgesi
nin kurulması ile birlikte İnegöle gelen farklı sektördeki yatırımcılar İnegöl ekonomisine ciddi bir ivme kattı. Mobilya bazında ağırlıklı olan yerel ekonomiye bir de tekstil, demir döküm, gıda, cam gibi sektörlerde eklendi. Hatta bu sektördeki firmalar, hem yurt içinde hem de yurt dışında göğsümüzü kabartacak proje ve üretimlere imza attı, İnegöl de de işsizliğin negatif yönde seyretmesine ciddi katkılar sağladı. Sanayileşmenin getirdiği çevresel etkilerden biri de İnegöl
ün yer altı su kaynaklarının tüketimi ile yer altı su seviyesinin azalması oldu. Artık eskisi gibi inşaat temellerinde su havuzlarına çok rastlamıyoruz.
Hızlı büyüme ve sanayileşmenin getirdiği çevresel etkilere karşı ciddi yatırımlar da gerçekleşti. Örneğin hem İnegölün evsel atıksularının hem de sanayinin endüstriyel atıksularının toplandığı ve suluma suyu standartlarında arıtıldığı, teknolojik alt yapısı ile birlikte çamur kurutma santrallerinden çamur yakma tesislerine kadar enerji verimliliği anlamında Türkiye
ye örnek olabilecek tesisler kuruldu. Bu anlamda İnegöl Sanayicisi ve Belediyenin iştiraki ile son derece faydalı ve teknolojik yatırımlar gerçekleşti.
Sanayileşmenin evrelerini tüm Dünya`da olduğu gibi yaşıyoruz. Ancak katma değer üretirken çevresel etkileri de bertaraf edebilmek için ciddi bir enerji ve maliyet yükü ile de baş başa kalıyoruz. Bir de çevresel faktörlerden kaynaklı insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerin yol açtığı hastalıkların tedavisi için oluşan maliyetleri de düşünürsek… İş gücüne dayalı , ciddi istihdam yaratan sektörlerden bir anda vazgeçmemiz olanaksız. Ancak orta ve uzun vadede çevresel etkileri az olan yüksek katma değerli üretimlere geçme noktasında İnegöl özelinde farklı sektörlere yönelmemiz, hem yerli hem yabancı yatırımcılara yönelik planlamalar yapmamız, uzay ve havacılık sanayi gibi, savunma sanayi gibi, endüstri 4.0 gibi , haberleşme ve digital dönüşümler gibi, teknolojik tarım gibi alanlarda da varız diyebilmemiz gerekli. Tabi tüm bunlar için aynı zamanda nitelikli ve eğitimli insan gücü de gerekli.
Kendimize sormamız ve cevaplamamız gereken sorular ;
İnegöl olarak mobilya sektöründe yakaladığımız başarılı ve girişimci ruhu, hızla dönüşen ve gelişen dünya da diğer alanlarda da yakalayabilir miyiz?
İnegöl`ün su, toprak hava kirliliği gibi çevresel problemlerine pozitif katkı sağlamak adına yüksek katma değerli teknolojik üretime dayalı ikinci bir lokomotif sektör yaratabilir miyiz?
İnegöl üzerinde karar vermede tasarruf sahibi olan idarecilerden tutun eğitimciler, sanayiciler, girişimciler, meslek odaları gibi toplumun birçok paydaşının vizyoner bakışı bu süreci belirleyecek.